Proje, Banja Luka’nın gelişen, dinamik ve modern karakterini yansıtan, kentsel yaşamın çekim merkezlerinden biri olarak tasarlanmıştır. Bölgenin kentsel kimliğini geliştirme vizyonunun başlangıç adımlarından biri olarak değerlendirilen proje, bulunduğu mekânın karakterini tanımlamada önemli bir rol üstlenecektir. Tasarım, modern ve ilerleyen bir yapıyı simgeleyen, dışavurumcu bir form anlayışıyla geliştirilmiş ve üç ana işlevi bünyesinde toplamıştır. Kentsel bağlamda şehrin hafızasında özel bir yere sahip olan Vrbas Nehri’nin doğal formları ile en büyük kolu Vrbanja Nehri, tasarımın biçimsel referanslarını oluşturmuştur.
Bina kütleleri ve cephelerindeki dinamik çizgiler, kompleksin kültürel ve sanatsal etkinlikler aracılığıyla şehre kazandıracağı yaşam ritmini yansıtmaktadır. Projenin sanatsal karakteri, kentsel ölçekte anıtsallık etkisi yaratacak ve bölgenin şehirle olan mekânsal ilişkisini güçlendirecektir.
Ziyaretçi ulaşım aksları; Olimpijskih Pobjednika Caddesi’ne bakan güney girişi, Mladen Stojanovic Parkı’na açılan batı girişi ve açık otoparktan doğrudan erişim sağlayan doğu girişi olmak üzere üç ana noktada tanımlanmıştır. Bu kurguyla kompleks, şehrin farklı noktalarından erişilebilir hale gelmiştir. Güney cephesindeki merdivenler, yapının heykelsi etkisini pekiştirirken, şehir silüetine modern bir dinamizm kazandırmaktadır. Açık hava sahnesi olarak tasarlanan meydan ise, şehrin 24 saat yaşayan kamusal performans ve etkileşim alanı işlevini üstlenmektedir.
Tasarımın temel yaklaşımı, farklı işlevlerin görsel algısını güçlendirmek ve eş zamanlı kullanım imkânı sunmaktır. Kat seviyeleri, kullanıcıların tüm işlevlere doğrudan erişimini sağlayacak şekilde düzenlenmiştir. Yapının merkezinde yer alan atriyum, işlevleri birbirine bağlayan bir odak noktası olarak kurgulanmış, iç mekânda davetkâr ve modernist bir atmosfer yaratılmıştır. Bu sayede hem erişilebilirlik ve dolaşım kriterleri optimize edilmiş hem de ziyaretçilerin yapıyı ve içerideki güncel sanatsal etkinlikleri deneyimlemesi sağlanmıştır.
İç ve dış mekânlar arasındaki süreklilik, kapalı, yarı açık ve açık alanların algısal bütünlük içinde kurgulanmasına olanak vermiştir. Bu yaklaşım, hafızada kalıcı bir imge yaratırken; esnek, dinamik ve dönüştürülebilir yapısıyla kompleksin zaman içerisinde zenginleşmesine ve çeşitlenmesine imkân tanımaktadır.